Karbonhidratlar vücudunuzun en verimli yakıt kaynağıdır ve beyniniz ve kan hücreleri gibi bazı hayati dokular için tek yakıt kaynağıdır. Bu nedenle, vücudunuzun ileride kullanmak üzere yediğiniz karbonhidratları saklama yolları vardır. Bu karbonhidrat depoları, vücudunuzun hızlı bir şekilde basit bir şekere (örneğin bir gecede hızlıdan sonra) sahip olmadığı veya yüksek yoğunluklu egzersiz gibi yüksek bir oranda yakıt yakıyorsanız durumlar için özellikle önemlidir. Vücudunuz karbonhidratları karaciğerinizde ve kaslarınızda glikojen şeklinde depolar. Ek olarak, vücudunuz fazla karbonhidratları yağ dokusunda depolanacak şekilde dönüştürür.
Karbonhidratların Sindirimi ve Emilimi
Diyetiniz basit ve karmaşık karbonhidratlardan oluşur. Beyaz sofra şekeri gibi basit karbonhidratlar, bir veya iki şeker molekülünden oluşur, kepekli tahıllarda ve patateslerde bulunan kompleks karbonhidratlarda bir milyon şeker molekülü bulunur. Tükürüğünüzde salgılanan enzimler, karmaşık karbonhidratları ağzınızdaki basit iki şekerli karbonhidrat moleküllerine ayırır. Pankreasınız ve ince bağırsağınız, iki şeker karbonhidratlarını tek şeker karbonhidratlarına daha fazla ayırmak için enzimler salgılar. İnce bağırsağınızdaki hücreler bu şekerleri kan dolaşımına emer ve burada hücre fonksiyonu için verimli yakıt sağlamak için kaslarınıza, karaciğerinize, beyninize ve diğer vücut dokularınıza seyahat ederler. Hemen ihtiyaç duyulmayan şekerler daha sonra kullanılmak üzere saklanır.
Karaciğer Glikojeni
Karaciğerinizde depolanan glikojen öncelikle bir gece boyunca kan şekeri seviyenizi korumaya yarar. Kan şekeri seviyelerindeki değişiklikler, yakıt durumunuza bağlı olarak glikojen sentezini veya bozulmasını uyarmak için enzimleri işaret etmek için insülin, glukagon ve epinefrin gibi bazı hormonları aktive eder veya devre dışı bırakır. Örneğin, gece boyunca açlıktan düşük kan şekeri seviyesi, kan şekerini korumak ve dokulara yakıt sağlamak için glikojen bozulmasını arttırmak için yüksek glukagon, düşük insülin ve yüksek epinefrin ile sonuçlanır. Alternatif olarak, yüksek karbonhidratlı bir öğünden elde edilen yüksek kan şekeri, glikojen sentezini ve depolama enzimlerini aktive eden insülini arttırır.
Kas Glikojeni
Vücudunuzdaki toplam glikojen miktarının çoğu kasınızda bulunur. Karaciğer glikojenden farklı olarak, aç olduğunuzdan dolayı kas glikojen yıkımı özellikle artmaz. Bunun yerine kas glikojen yıkımı, kaslarınızın ATP veya adenosin trifosfat hücresel enerji talebine yanıt olarak artar. Talep, özellikle yakıt için karbonhidrat kullanabilen sprint veya halter gibi yüksek yoğunluklu egzersiz sırasında yüksektir. Bununla birlikte, yüksek karbonhidratlı bir öğünden yüksek insülin seviyeleri, kas içine glikoz alımını artıracak, bu da ATP sentezini artıracak, kas hücresi enerji talebini azaltacak ve glikojen sentez enzimlerinin glikojen oluşturmasını sağlayacaktır.
Yağ Dokusunda Depolanan Karbonhidratlar
Ek olarak, karbonhidrat metabolizmasındaki bazı ara moleküller yağa dönüştürülebilir ve yağ dokusunda depolanabilir. Tek şekerli karbonhidratları kan dolaşımına emdikten sonra, dokularınız şekeri ATP'ye ayırmalıdır, bu da hücrelerinizin kullanabileceği bir enerji türüdür. Bu süreç mitokondride çoklu enzimatik reaksiyonları içerir. Ne kadar enerjiye ihtiyacınız olduğuna bağlı olarak, bu işlemin bazı ara molekülleri dışarı taşabilir ve yağ dokunuzda trigliseritlere dönüştürülebilir. Enerji talepleriniz düşükse ve şeker arzı yüksekse (örneğin, TV izliyorsanız ve birkaç şeker çubuğu yiyorsanız), ekstra şekerler arıza sürecinden geçmeye başlayabilir, ancak sonunda taşınacak ve yağ dokusu olarak depolanacaktır.